‘Tanrı’nın Eli’ lakaplı Diego Maradona’nın kızı Dalma Maradona tarafından çekilen belgesel serisinde efsane futbolcunun bilinmeyen yönlerini izliyoruz. Efsanenin Kızı: Dalma Maradona Pazar 18:50’de DMAX’te. İlk bölümü hemen izle,
Dalma Maradona, programa ve babasıyla ilişkisine dair soruları yanıtladı.
Bu maceraya nasıl atıldınız? Bu proje nasıl ortaya çıktı?
İlk görüşmeyi genel yapımcı Axel Kuschevatzky ile yaptım. Beni aradı ve babamla ilgili bir dizi konusunda kendisiyle temasa geçildiğini söyledi. Zaten herkes babamın bir futbolcu olarak hayatını biliyordu, biz de hikayeyi biraz değiştirmek istedik çünkü temelde bilinmeyen kısmını göstermek önemliydi. Birkaç yıl önce yaptığım "Tanrının Kızı" adlı oyun bunun ilk adımıydı ve bu sayede babamla olan ilişkime ve hayatıma bir bakış sağlamıştım. Bu proje sayesinde babamın, benim için diğer pek çok kişi için olduğu gibi bir Tanrı olmadığını anlatabildim. Benim için o sadece babam. Bu uzun ama çok güzel bir süreç oldu.
Karmaşık duygular içinde gibisiniz...
Evet, ama her şeyden öte, çok severek yaptığım bu belgeselin yayınlanmasından dolayı çok mutluyum. Bu benim hikayem ve bir kız çocuğunun bakış açısıyla bir şeyler anlatmak istedim. Tüm bu malzemeyi bir araya getirmek için babamı gerçekten tanıyan insanlarla konuşmam gerekiyordu. Neyse ki, hikayelerini paylaşmak ve onun hakkında konuşmak isteyen pek çok meslektaşı ve arkadaşıyla tanıştım. Bu belgesel babama benden bir armağan, çünkü onun hayatının bir parçası olmak benim için de bir armağan. " Efsanenin Kızı: Dalma Maradona", daha önce hiç görülmemiş inanılmaz görüntülerin yanı sıra, bir babanın kızıyla olan ilişkisine farklı bir bakış açısından bakmak isteyen herkes için diyebilirim.
Programın adı hakkında bize ne söyleyebilirsiniz?
Aslında başlık ironik çünkü ben öyle hissetmiyorum. Bu başlıkla oynamak iyi bir fikir gibi geldi çünkü babamın bununla hiçbir ilgisi olmamasına rağmen insanlar bu ismi ona verdiler. Ben burada, onun benim için sadece babam olduğunu anlatmaya çalışıyorum.
Geriye dönüp bakmak sizin için zor olmuş olmalı...
Evet, geçmişe bakmak güçlü ve oldukça etkileyici ama aynı zamanda güzeldi. Onun hep yanımda olduğunu hissediyorum. Süreç boyunca çok kişisel hikayeleri olan, ona çok yakın insanlarla karşılaşacağımı biliyordum. Hatta bu konuyu yönetmen Lorena Muñoz ile konuştum ve ona: "Sürekli ağlamak istemiyorum" dedim, o da bana şöyle cevap verdi: "Merak etme, güven bana. Ne anlatmak istediğimizi biliyorum." Ve sonuç inanılmaz oldu.
Belgeselde babanız hakkında ne gibi şeyler keşfettiniz?
Pek çok şey bilmeme rağmen, belgeselde yer alan ve Guillermo Coppola, Sergio Goycochea, Carlos Tévez, amcam Lalo Maradona, Jorge Burruchaga ve Fernando Signorini gibi ondan sevgiyle bahseden insanlarla tanışmak çok güzeldi. Babamla ilgili her türlü anekdotu ve bu insanların hikayelerinin ilk elden deneyimlerle doğruladığını duyduğumda, kendimi sık sık şöyle söylerken bulurdum: “Bu gerçek ve harika bir şey!”
Diego Maradona’nın kızı olmanın en iyi ve en kötü yanı nedir?
En iyi yanı, bugün hala daha insanların beni sokakta durdurup onunla ilgili anılarını anlatmaları. Bu beni çok etkiliyor. Sanırım en kötü yanı da hayatına bu kadar çok giriş izni vermiş olması ve bunun da herkesin fikrini söylemesine ve mahremiyetinizi ihlal etmesine yol açması. Buna çok fazla izin vermiyorum ve bu konuda daha temkinli olmaya çalışıyorum.
Belgeseli kurgularken herhangi bir zorlukla karşılaştınız mı?
Sanırım malzemeyi derlerken biraz zorluk yaşadık. O kadar çok şey vardı ki, mantıksal olarak, bir düzen meselesi olarak, neyin girip neyin çıkacağını gerçekten değerlendirmek zorundaydık. En zorlu kısım buydu. Neyse ki editörlerimiz çok iyiydi ve iş tam istediğimiz gibi, kusursuz bir şekilde tamamlandı.
Avrupa'da kaldığınız ve babanızın orada oynadığı dönemle ilgili neler hatırlıyorsunuz?
Üç yaşındayken İtalya'da (Napoli) güzel ve yoğun bir deneyim yaşadım. Hatırlıyorum da ne zaman bir yere gitsek ortalık insan kaynardı. İnsanların sevgi gösterileri olmasına rağmen çok fazla dışarı çıkamazdık. İtalyanca konuşmayı orada öğrendim ve oraya her gittiğimde büyük bir zevk duyuyorum. Napoli'ye varır varmaz bana babam sayesinde çok büyük bir sevgi gösteriyorlar. Sevilla'daki zamanım da aklıma geliyor ve insanların bana ve aileme karşı ne kadar saygılı olduklarıyla ilgili çok güzel anılarım var.
Sizce babanızın dünyaca tanınan bir kişi olarak insanlar tarafından algılanışı nasıl?
Babamın küresel düzeyde temsil ettiği kişilik beni şaşırtıyor. Sosyal ağlar aracılığıyla hayranlarım bana bilmediğim, görmediğim pek çok fotoğraf ya da video gönderiyor. Bu yüzden onlardan bana her zaman bana bu tür materyaller göndermeye devam etmelerini istiyorum. Çocukken onun diğer insanları ne kadar etkilediğini fark etmemiştim çünkü benim için o her zaman babamdı. Ama farklı insanların onu gördüklerinde, ağladıklarında ya da dövmelerini gösterdiklerinde verdikleri tepkileri görmek benim için çok değerli. Umarım dünyanın her yerinde onu hatırlamaktan asla vazgeçmezler.
Eğer onu kıyaslamanız gerekseydi, Messi, Ronaldo ya da bir başkası olarak, kimi ona denk görürdünüz?
Bence her insan eşsizdir. İkisi de Arjantinli olduğu için Messi ile karşılaştırıldıklarını biliyorum ama bence onları takdir etmeli ve ülkemizden oldukları için minnettar olmalıyız. Babam her zaman Messi ve Ronaldo’dan övgüyle söz ederdi. Her zaman akranlarını överdi. Bu bana onun saha içinde ve dışında nasıl biri olduğunu hatırlatıyor ve onunla gurur duyuyorum. Benim için en iyisi o ama her biri hakkında ayrı ayrı konuşmaya çalışıyorum ve kıyaslamalara girmiyorum çünkü bunu doğru bulmuyorum.